CMK MENÜSÜ
CMK UYGULAMA ÖZETİ
 

CMK UYGULAMA SERVİSİ

            01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren,  5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 149.maddesinde:

“Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir; kanunî temsilcisi varsa, o da şüpheliye veya sanığa müdafi seçebilir.” denilmekte, 150.maddesinde de:

[1]Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir. [2]Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. [3]Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.” denmektedir.

Aynı kanunun 156.maddesindeki “[1]150.maddede yazılı olan hâllerde, müdafi; a)Soruşturma evresinde, ifadeyi alan merciin veya sorguyu yapan hâkimin istemi üzerine, b)Kovuşturma evresinde, mahkemenin istemi üzerine, Baro tarafından görevlendirilir. [2]Yukarıda belirtilen hâllerde müdafi soruşturmanın veya kovuşturmanın yapıldığı yer barosunca görevlendirilir.” Hükümleri ile de müdafi tayin yetkisi Barolara verilmiştir.

            Burdur Barosu, yasanın kendisine  (Barolara) verdiği bu yetkiyi denetimli ve amaca uygun kullanmak üzere CMK Merkezi oluşturmuştur. Gece, gündüz ve resmi tatil ayrımı gözetmeksizin karakollardan (Jandarma-Polis), mahkemelerden ve savcılıktan gelen istemleri karşılamakta, mesleki denetim ve  uygulamaya ilişkin somut verilerin toplanması için sanık ve suça ilişkin bilgiler ile görevlendirmeler anında tutanakla tespit edilmektedir.

            CMK Merkezinde her gün yeteri kadar avukat nöbet görevini yerine getirmektedir.

 

CMK NEDİR?

             CMK, “Ceza  Muhakemesi Kanunu” sözcüklerinin baş harflerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan  kısaltılmış bir isim, bir simgedir. “Demokratik Hukuk Devleti” niteliği taşıyan her ülkede, ceza yargılama sistemi, uygar  dünyaca kabul görmüş bir takım ilke ve kurallara bağlanmıştır. CMK bu anlamda ceza yargılamasını düzenler ve “kişi güvenliği ve özgürlüğü “ ile “adil yargılanma” haklarının yaşama geçmesini sağlar. 

CMK İLE BAROLARIN İLİŞKİSİ NEDİR?

             CMK uygulaması insan hakları sorunudur. 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 76.maddesi Barolara, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak görevini vermiştir. Yine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 156.maddesi ile barolar,  CMK uygulaması kapsamında müdafilik  görevinin düzenlenmesi ve koordinasyonu ile görevli ve yetkili kılınmışlardır.

CMK 156.MADDESİ İLE VERİLEN GÖREV BURDUR BAROSU’ NCA NASIL YÜRÜTÜLMEKTEDİR?

             Burdur Barosu; CMK’’un verdiği yetkiyi, oluşturduğu düzenleme ile yasanın amacına uygun olarak kullanmakta, uygulamanın mesleki anlamda adil, denetimli ve aksamasız olmasına özen gösterirken, müdafi avukatların yasanın amacına(insan hakları ihlallerini önleme, adil yargılanma ile savunma hakkının kullanılması, kamu yaranının sağlanması) uygun çalışmalarına önem vermektedir.

KİMLER CMK HİZMETİNDEN YARARLANABİLİR?

Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir; kanunî temsilcisi varsa, o da şüpheliye veya sanığa müdafi seçebilir.

Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.

Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.

Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü (istemi aranmaksızın) uygulanır.

CMK HİZMETİNDEN YARARLANANLAR MÜDAFİYE VEYA BAROLARA ÜCRET ÖDEYECEK MİDİR?
 
            CMK uyarınca, yakalanan kişi ve sanığa tayin edilecek müdafii için, ilgili hiçbir bedel ödemeyecektir. Ancak ileride mahkûm olan sanıklardan müdafie ödenen ücret de yargılama giderleri arasında tahsil edilecektir.

 

CMK KAPSAMINDA  YAKALANAN ŞÜPHELİ VEYA SANIĞIN HAKLARI NELERDİR? 

           Şüphelinin veya sanığın ifadesinin alınmasında veya sorguya çekilmesinde aşağıdaki hususlara uyulur:
          

           a)Şüpheli veya sanığın kimliği saptanır. Şüpheli veya sanık, kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür.

           b)Kendisine yüklenen suç anlatılır.

           c)Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.

           d)95.madde hükmü saklı kalmak üzere, yakalanan kişinin yakınlarından istediğine yakalandığı derhâl bildirilir.

            e)Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu söylenir.

           f)Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır.

            g)İfade verenin veya sorguya çekilenin kişisel ve ekonomik durumu hakkında bilgi alınır.

           h)İfade ve sorgu işlemlerinin kaydında, teknik imkânlardan yararlanılır.

            i)İfade veya sorgu bir tutanağa bağlanır.

İFADE ALMA VE SORGUDA YASAK USULLER

            Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz.

            Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez.

            Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez.

            Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.

            Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir.